Hamile Anneler İçin Sevinç Dolu Site. (: - Sigaranın gebelere zararları

Annenin sigara içmesi doğmamış çocuk açısından oldukça tehlikeli sonuçlara yol açar. Gebelerin yaklaşık 4’te birinin sigara içtiği saptanmıştır. Sigara içimi ile doğrudan ilişkili patolojik durumlar şöyle sıralanabilir: Düşükler, dış gebelik, suların erken gelmesi, erken doğum, düşük doğum ağırlığı, çocukta gelişme geriliği, plasenta previa (Çocuk eşinin doğum kanalını kapatması), ani çocuk ölümü.

Yapılan birçok çalışmada düşüklerle sigara içimi arasında doğrudan ilişki olduğu gösterilmiştir. Sigara içen annelerin düşük yapma riski % 20-50 olarak bulunmuştur. Institute of Medicine raporunda, sigara içiminin düşük doğum ağırlıklı bebek oluşumunda rol oynayan en önemli faktör olduğu bildirilmektedir.

Bir çok çalışmada sigara kullanımı arttıkça gebeliğin 28. haftası ve doğumdan sonraki bir haftalık dönem içerisindeki bebek ölümünün orantılı bir şekilde arttığı rapor edilmektedir. Çalışmalarda sigara içen annelerde gebeliğin 28. haftası ve doğumdan sonraki bir haftalık dönem içerisindeki bebek ölüm oranı %10.5 olarak bildirilmektedir.

Sigara içiminin gebelikte oluşturduğu patolojik sonuçlar karbon monoksit (CO) ve nikotinin etkileri sonucu ortaya çıkar. CO plasentayı geçerek hemoglobine bağlanır ve karboksihemoglobin oluşur. Karboksihemoglobin kanın oksijen taşıma kapasitesini azaltır. Ayrıca karboksihemoglobin hemoglobinin oksijene ilgisini arttırarak dokulara oksijen taşınmasını bozar.

Sigara içen gebelerde doğmamış çocuğun serumundaki nikotin konsantrasyonunun anne serumundaki nikotin konsantrasyonunu aştığı gösterilmiştir. Gebe maymunlarda yapılan bir çalışmada nikotinin kalp içine verilmesinden sonra ana rahmini besleyen atardamar kan akımının %38 azaldığı tespit edilmiştir.

Amniyon sıvısında (Anne karnındaki bebek suyunda) katekolamin (Stres hormonu) seviyesinin sigara içenlerde içmeyenlere oranla oldukça yüksek olduğu saptanmıştır. Gebe kadının günde bir paket sigara içmesi 2500 gr. altında çocuk doğurma riskini % 130 arttırdığı gösterilmiştir.

Sigara içimi günde bir paketin altına düştüğünde bu risk %53’e iner.
Sigara içimi aynı zamanda çocuk düşürme ve erken doğum açısından da bağımsız risk faktörüdür. Ulusal çocuk sağlığı ve gelişimi enstitüsü tarafından yapılan çalışmada sigara içen gebelerde 37 haftadan önce erken doğum oranının %8.1 olduğu gösterilmiştir.

Sigara içen gebelerde plasenta previa (Çocuk eşinin doğum kanalını kapatması) ve plasenta dekolman (çocuk eşinin erken ayrılması) riskinin arttığı da bilinmektedir. Sigara içen gebelerde çocuk eşinin aşırı büyüdüğü ve rahimin daha alt bölümlerine yerleştiği iddia edilmektedir.

Sigara içimi ile çocuk eşinin erken ayrılması arasında yakın ilişki olduğu tespit edilmiştir. Suların erken gelmesi ile sigara içimi arasında doğrudan ilişki olduğunu gösteren çalışmalar vardır.
Sigara içen gebelerin sularının erken gelmesi riskinde önemli artış olduğu saptanmıştır.

Kendiliğinden düşük oranı, sigara içen gebelerde içmeyenlere oranla önemli düzeyde artış kaydetmektedir. Günlük içilen sigara sayısı azaltıldığında çocuk eşinin erken ayrılması riski önemli ölçüde azalmaktadır.

Gebeliğin ilk 3 ayı sonunda sigaranın bırakılması durumunda düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski aynı oranda azalmakta ve sigara içmeyenler düzeyine inmektedir.

Gebeler arasında sigara içiminin % 10 azaltılmasıyla her yıl yaklaşık 2000 düşük ağırlıklı doğumun önlendiği ve yıllık sağlık harcamalarında 20-50 milyon dolarlık tasarruf sağlandığı bildirilmektedir.

Pasif içiciliğin ortalama doğum ağırlığında 50 gr’lık düşüş yaptığı rapor edilmektedir. Gebelikte sigara içimi ani çocuk ölümü riskinde artışla doğrudan ilişkilidir.

Ani çocuk ölüm olgularının %30’undan gebelikte sigara içiminin sorumlu olduğu bildirilmektedir. Çocuklukta pasif sigara içiciliği, ani çocuk ölüm riskini arttırmanın yanı sıra ortakulak iltihabı, astım ve diğer çocukluk çağı solunum sistemi hastalıkları ile yakın ilişkilidir.

Son yıllarda değişik tıp disiplinlerinde yapılan çalışmalarda gebelikte sigara içiminde ortaya çıkan zararların bilinenlerden çok daha fazla olduğu ortaya çıkmaktadır. Anne adaylarının sigara içmeleri sonucu çocuklarda ileride şaşırtıcı derecede davranış ve uyum bozukluğu ortaya çıkabileceği gösterilmiştir.

Gebelikte sigara içiminin erkek çocuklarda aşırı hareketlilik gibi davranış bozukluklarına ve çocuğun suç işleme oranında artışa yol açabileceği rapor edilmektedir.

Anneleri gebelikte sigara içen erkek çocukların sigara içmeyenlere oranla iki kat daha fazla suç işledikleri ortaya çıkmıştır.

Sigara içiminin erkek çocuklarda anormal davranış bozukluklarına yol açabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Nikotinin sinir sistemini bozan bir zehir olduğu bildirilmektedir. Nikotin çocuk eşiyle taşınarak anne karnındaki çocuğun sinir sistemi fonksiyonlarını bozmaktadır.

Gebelikte annenin sigara içimi çocuklarda çeşitli davranış bozukluklarına ve suç işleme eğiliminde artmaya yol açmasının yanı sıra öğrenme güçlüğüne de sebep olmaktadır. Anneleri gebelikte sigara içen çocukların okullarında başarısız olduklarını bildiren çalışmalar yayınlanmaktadır.

18 yıl süren ve 1000 çocuk üzerinde yapılan bir araştırmada gebelikte sigara içiminin ergenlik yaşını geciktirdiğini ortaya çıkarmıştır.

Aynı araştırmada gebelikte annenin sigara içmesinin çocuklarda depresyon, sıkıntı, ve madde bağımlılığı riskini arttırdığı tespit edilmiştir. Gebeliklerinde sigara içen annelerin kız çocuklarının sigaraya başlama sıklığı gebeliklerinde sigara içmeyenlere oranla anlamlı derecede yüksek bulunmuştur.

Son yıllarda sigara içimi ve doğumsal hastalıklar arasındaki ilişki üzerinde durulmaya başlanmış olup bu konuda giderek artan sayıda çalışma yapılmaktadır. Bazıları hala tartışmalı olsa da gebelikte sigara içiminin yarık damak, kol ve bacak anormallikleri, doğumsal böbrek hastalığı, doğumsal kalp hastalıkları, doğumsal sindirim sistemi hastalıkları ve çeşitli kafatası bozukluklarına yol açtığı bildirilmektedir. Yine son yıllarda üzerinde durulan bir konu da sigara içen annelerin çocuklarının Down Sendromu (mongolizm) riskini arttırıp arttırmadığıdır.

Gebelikte sigara içiminin mongol çocuk doğurma riskini arttırdığı yolunda genel bir kanı ortaya çıkmıştır. Annenin sigara kullanması sonucu çocuklarda enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskinin arttığı rapor edilmektedir. Gebelikte sigara içen annelerin çocuklarında menenjit hastalığının anneleri gebelikte sigara içmeyen çocuklara kıyasla 5 kat daha fazla görüldüğü bildirilmektedir.

Sonuç olarak 4000’den fazla zararlı madde içeren sigara gebelikte kullanıldığında genler üzerinde, akciğerlerde, vücudun savunma mekanizmalarında ve sinir sistemi üzerinde çok çeşitli zararlı etkiler oluşturarak yeni doğanda önemli sağlık sorunlarına yol açar. Yukarıda belirttiğimiz hastalıkların yanı sıra annenin sigara kullanımı astım hastalığı, üst solunum yolarının viral enfeksiyonları ve orta kulak iltihabı ile yakın ilişkili bulunmuştur.

Sigara ile mücadeleyi iyi yapmadığımız ve gençlerimizi eğitmediğimiz için ülkemizde her yıl yaklaşık 300 bin çocuğumuzu istemeyerek sigara içimi nedeniyle ölüme mahkum etmekteyiz. Türkiye’de her yıl yanında sigara içildiği için 1000-1500 çocuğumuzu ölüme terketmekteyiz.

Sonuç olarak: Gebelerimizi ve annelerimizi sigara içmeme konusunda çok iyi eğitmeli ve bu konuda kamu kuruluşlarından, medyadan yararlanmalıyız. Okullarda çocuklara sigaranın zararlarını öğretici afiş ve broşürlerle ve en önemlisi öğretmenleri ile işbirliği yaparak etkili uyarılar yapmalıyız.

Her gün televizyonlarda çok kısa da olsa bu konularda halkımızı, anne-babalarımızı eğitmeliyiz.

Böylece eğitilen çocuklar, anne-babalarına sigarayı bıraktırabilecek düzeye gelecek ve dolayısıyla kendi sağlık ve yaşamlarını kontrol altına alabileceklerdir.