|
|
 |
|
Anne karnı gizemli bir okyanus |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Anne-baba olarak, çocuk sahibi olmaya karar vermeyle başlayan süreciniz, doğumunuzu tamamlayana kadar size heyecan ve mutluluk katarak devam eder. Artık evliliğiniz içerisinde “anne-baba” unvanına kavuşmak için bir bekleyiş sürecine girersiniz. Yaklaşık 40 hafta boyunca sürecek olan bu döneminizde, karnınızda gelişmekte olan bir canlının varlığına alıştırmaya ve geçireceğiniz çeşitli duygusal değişimlere kendinizi hazırlamaya çalışırsınız. Yaşayacağınız bu duygusal değişimlerden, anne karnındaki bebeğinizin de etkileneceğiniz bilmelisiniz. Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal Gökalp: “Annenin, karnındaki bebeğe psikolojik olarak bağlanması 3. ayda başlar ve çoğu kadında bebeğinin zihinsel bir imgesi oluşur. Doğmadan önce bile ayrı bir varlık olarak görülmeye başlar ve anne karnında bebek bir kimlik edinir. Annelerin çoğu doğmamış bebekleri ile konuşurlar. Bebeği ile konuşan anne, erken dönem anne-çocuk bağını oluşturmaya başlamıştır bile. Annenin sağlıklı bir hamilelik geçirebilmesi için sigara ve kahveyi bırakma çabaları da bebeğini korumaya çalışan annenin, onunla kurduğu bağın göstergeleridir.” diyor.
Psikanalitik teorisyenlere göre, doğacak bebeğiniz, sizin umutlarınızı ve korkularınızı yansıttığınız boş bir sinema perdesidir. Hamileliğiniz sürecinde, yaşadığınız duygusal hassasiyetiniz belli bir noktaya kadar hormonal dengenizin değişmesi nedeniyle doğal sayılır, fakat bazı durumlarda bir uzmandan yardım almanız mutlaka gerekir.
Uzman yardımı almanız gereken durumlar
• İstemediğiniz bir hamilelik yaşıyor olmanız.
• Evlenmeden hamile kalmanız.
• Maddi imkansızlıklarınız.
• Çok erken yaşta hamile kalmanız.
• Daha önce sorunlu bir veya birçok hamilelik geçirmeniz.
Yukarıda saydığımız faktörlerden biri için duyduğunuz sıkıntıların üstesinden gelememeniz sonucunda, mutlaka uzman birinden yardım almanız gerekir. Genelde yaşadığınız sıkıntıları (Mutsuz olmanız, yemek ve uyku bozuklukları, suçluluk duygusu gibi), yakınlarınız sizden daha önce fark edecektir. Bu durumda, yakınlarınız bir uzmana görünmeniz konusunda ısrarlı olmalıdır.
Bu gibi bir durumda herhangi bir uzmandan yardım almamanız halinde; bebeğinizle ilgili olumsuz düşüncelere sahip olabilir, sosyalleşme problemleri yaşayabilir, alkol ya da sigara gibi zararlı kaynaklara başvurabilirsiniz. Daha ileri bir durumdaysanız, kendinize zarar verebilir, hatta en son aşama olarak intiharı bile düşünebilirsiniz.
Bebeğinizle ilişkinizin gelişimi
Döllenmenizden yaklaşık 1 ay sonra embriyo olarak isimlendirilen bebeğiniz, yaklaşık 4mm uzunluğunda olur. 2’inci ayınızın sonunda, kalbinin kapakçıkları ve dört odacığı oluşur ve kalbi çalışır hale gelir. Kalp seslerini duyan ya da muayene sırasında, bebeğinizin kalbinin çalışmaya başladığını gören siz, psikolojik olarak karnınızda gerçekten bir canlı taşımakta olduğunuzu bir kez daha anlar ve kabullenmeyi bir kez daha yaşarsınız.
8’inci haftanızda, anne karnındaki bebeğinizin dokunma duyusunun geliştiği varsayılır. 5 duyudan en önce gelişeni, dokunma duyusudur. İlk dokunma his¬si, genelde ağız çevresinde ve yanaklarda olur. 10’uncu haftadan başlayarak, bebeğinizin vücudunun diğer bölgelerinde de dokunma hissi oluşmaya başlar. Bu sırada sinir sistemi gelişerek, motor aktivitesi de devreye girer. Bebeğinizin gelişmekte olan sinir sistemi; toksoplazma, sitomegalovirüs, kızamıkçık gibi enfeksiyonlar, düşük tehlikesi travmaları, ilaç, sigara, alkol ya da madde kullanımı, beslenme bozuklukları gibi çeşitli etkenlerden kolaylıkla hasar görebilir. Bu dönemde, sağlıklı bir gelişim için beden ve ruh sağlığınızın iyi olması en önemli koşullardan biridir.
Hamileliğinizin 3’üncü ayından sonra anne karnındaki bebeğiniz hareket edebilir hale gelir. Bacaklarını ve kollarını oynatmaya başlar. 3’üncü ayın sonunda, yaklaşık 21gr kadar olur. 2.5–4. ay arası koku, 3–4 ayda ise tat alma duyusu gelişir. Bu süreçte yediklerinizden etkilenir. Tatlı yiyeceklerde rahatlarken, acı-ekşi tatlarda hareketlenebilir. Bebeğiniz, 4’üncü ayın ortalarına doğru yaklaşık 15cm uzunluğuna ulaşır. Kolları ve bacakları, tırnaklarıyla birlikte artık tamamen şekillenmiştir. Saçları çıkmaya başlar. 5’inci aya başladığında, sese karşı reaksiyon gösterir. Saçı renklenir. 6’ıncı ayı içinde boyu 30cm’ye kadar ulaşır. İç kulağı yapısal olarak çalışmaya uygun hale gelmiştir. Sizin sesinizi duyabilir. Bu dönemde sakin ve güvenilir ses tonunuzla, bebeğinizi sakinleştirmeyi başarabilirsiniz.
Bebeğinizin 7’inci ayından sonra yaklaşık olarak 33cm kadar olan boyu, daha da artarak doğuma kadar 50cm civarına kadar ulaşır. Kilosu ise 3 kat kadar artar. 7’inci aya doğru gözlerini açabilir, hatta göz kırpmaya başlayabilir. 8 ay içinde akciğerleri gelişimini tamamlar ve dış dünyaya uyum sağlayabilecek yetiye sahip olur. 15 gün önce ya da sonra da olabilmekle birlikte, ortalama 40’ıncı haftada doğumunuz gerçekleşir. Hamileliğinizin son üç aylık sürecinizde stres yaşamamanız, bebeğinizin doğumundan sonraki sağlıklı gelişimi açısından çok önemlidir.
Bebeğiniz size tepki veriyor
Siz güldüğünde, bebeğiniz ana rahminde yukarı doğru yönelir ve aşağı-yukarı bir şekilde hızlı hızlı hareket eder. Bebeğiniz uyanık veya uykulu olsa bile, saatte yaklaşık 50 kere hareket eder. Stresli olduğunuz zamanlarda ise, kalp atışları hızlanır ve hareketleri artar. Bu süreçte yaşadığınız depresyon, endişe ve uyum problemleri, anne karnındaki bebeğinizin etkilenmesine sebep olur. Hisseden, kısmen gören, işiten bebeğinizin, öğrenme ve hatırlama özellikleri gelişir. Bu öğrenme farkında olmadan, otomatik şekilde işler. Dış dünyadaki tesirlere karşı reaksiyonları, tavır ve tutum olarak görülür. Mesela; tekrarlanan gürültülü sese veya sizin sesinize karşı tavrı, en önemli öğrenme şeklidir. Anne karnında duyduğu değişik seslerde, bebeğinizin parmak emme hızı farklı olur. Bebeğiniz doğduğunda ise, sizin sesinizi diğer seslerden ayırabilir. Bu tespit, öğrenme ve hafıza ile ilgili önemli bir bulgudur. Bebeğinizin kalp atışları tanıdık kişilerin sesi ile yavaşlarken, yabancı kişilerin sesi ile tekrar eski haline dönmektedir.
Çocuk Psikiyatrisi Uzmanı Dr. Arzu Önal Gökalp: “Doğacak bebeğin kendisine has özellikleri, anne karnındaki bebeğin hareketleri ile kısmen önceden tahmin edilebilmektedir. Anne karnında, çok hareketli olanların daha çabuk sinirlenen bebekler olduğu görülmüştür. Aynı zamanda bebeklerin biyolojik ritmi; annenin yemesi, hareketleri ve uyku-uyanıklık hallerinden etkilenmektedir. Aşırı stresli annelerin bebekleri, normalden daha aktif olmaktadır. Başka bir çalışmaya göre ise, iyi beslenen, az stresli ve toksin almayan anneler, hamilelik dönemlerinde bebek ile yeterli miktarda konuşup, rahatlatıcı sesler oluştururlarsa, çocukları daha zeki, konuşma kabiliyeti daha iyi, hareketleri daha dengeli ve sosyal olarak daha uyumlu olmaktadır, ancak bu görüşler, henüz başka çalışmalar ile desteklenmemiştir.” diyor. |
|
|
|
|
|
Bugün 20 ziyaretçi (39 klik) kişi burdaydı! |